(Bu açıklama 3 Kasım 2024 tarihinde Nasuh Mitap yoldaşımızın mezarında düzenlenen anma töreninde okunmuştur)
Dostlar, yoldaşlar…
Geçen yıl bu tarihte yaptığımız anmada zorlu bir süreçten geçtiğimizi söylemiştik. Filistinli kardeşlerimizin katli ve Gazze’nin yıkımı henüz başlangıç aşamasındaydı. Bugün Gazze yerle bir olmuş; hastane, okul, kamplar vb. dahil bombalanmış, 40 bini aşkın insan yaşamını yitirmiştir. Gazze’den aldığımız bu kesit gerçekte dünyada olup biteni anlatan/özetleyen bir fotoğraf niteliğindedir. İnsan katilleri doğa katilleri ile aynı kimliği taşımakta, aynı safta durmakta, aynı politikaların uygulayıcısı olarak tarihin karanlık sayfalarında yer almaktadır.
İşte bu koşullarda bugün biz, Devrimci Yol’un önderlerinden Nasuh Mitap yoldaşımızı anıyoruz. Mahirlerden Devrimci Yol’a uzanan mirasın, değer aktarımının ve hafızanın hem taşıyıcılarından hem de tanıklarından olan Nasuh Mitap, bugün gelinen aşamada “tüm nitelikleri ile ihtiyaç duyulan bir kimliktir; bir tanımlar ve dersler bütünüdür” dersek abartılı olmaz. Abartılı olmaz çünkü bir süredir deyim yerindeyse taşlar ters diziliyor. Ve nasıl yaşamalının, ne yapmalının; özgürlükten, mücadele birliğinden ve yoldaşlaşmaktan ne anlaşılması gerektiğinin yanıtları neoliberalizmin gölgesinde aranıyor. Bireysel yaşam kutsanarak örgütlü yaşamın yerine konuluyor. Geçmiş, bugünü besleyen bir kaynak değil unutulan veya önemsenmeyen bir tarih olarak görülüyor. Sığ ve hatta her an değişebilecek günübirlik patikalar; uzun erimli, nitelikli ve köklü dönüşümler öngören Devrimci bir YOL’a tercih ediliyor.
Bunun nedeni, üretmek yerine tüketmektir, Devrimci Yolcu devamlılık yerine düzenden, yanlış kaynaklardan gıdalanmaktır. Bu durum Nasuh Mitap’ın önemini daha da artırıyor. Çünkü o “Nasıl olmalının ve ne yapmalının” yanıtıdır.
Öğrenmek gerektiğinde o, ezber değil analizdir; geçmişe sahip çıkmak gerektiğinde o, samimiyet ve devamlılıktır; kavgada ısrar ve isabettir; yoldaşlıkta fikri ve fiili bütünleşmedir; devrimcilikte genelde halkla özelde kardeş/dost yapılarla yan yana olmaktır.
O’nun bıraktığı miras toplumsaldır; tüm mücadele dinamiklerinde karşılığı vardır; Zekeriya gibi, Behçet gibi, Necdet gibi evrenselleşmenin adıdır; diğer bir ifadeyle Nasuh Mitap Devrimci Yol’dur.
Mahir’i anlamak nasıl ’71 devrimciliğini anlamaksa, Nasuh Mitap’ı anlamak, 12 Mart sonrasında değişen Türkiye koşullarını doğru yorumlamak, Türkiye devriminin yolunu çizmek, Devrimci Yol’u yani ’77 doğumunu ve ’78 devrimciliğini anlamaktır.
Devrimci Yol, nasıl ki hem bir devamlılık hem de bir yeniden üretim ise; bunun bugünkü izdüşümü de hem devamlılık hem de güncellemedir; eksik bırakılanın tamamlanması, günün sorularının yanıtlanması, ihtiyaç haline gelenin üretilmesi ve eskiyenin yenilenmesidir; 77’de yapılanın bir başka biçimidir.
Nasuh Mitap bir yaşam biçimidir; bir kadro ve örgüt anlayışıdır; Devrimci Yol’un teorik tezlerinin, pratiği ve kültürünün hem yaratıcılarından hem de taşıyıcılarındandır; dolayısıyla da bir önderlik anlayışıdır. Devrimci Yol’dan, o tarihsel süreçten koparılarak çizilebilecek tüm Nasuh Mitap portreleri, niyetten bağımsız olarak, sübjektif olacak, anlatılandan çok anlatanın kimi niteliklerini içerecektir.
Nasuh Mitap’ı anlamak, Devrimci Yol’u dolayısıyla da öz örgütlenme ile cephesel örgütlenme ilişkisini anlamaktır; Tariş’te, Yeni Çeltek’te, Fatsa ve Çorum’da ne olup bittiğini kavramaktır. Oradaki birleşik mücadele perspektifini kavramak ve bugüne taşımaktır.
Değerli dostlar, değerli yoldaşlar
Sizlerin de bildiği gibi devrimcilik, başkaldırı ve alternatifin iç içe geçmesidir; yeni insanın tanımlanması ve somutlanması sürecidir. Kapitalizmin bireycileştirici, yarış ve rekabet üzerine bina edilmiş ilişkilerinin, benmerkezci küçük burjuva kişilik özelliklerinin aksine devrimcilik, mütevazılığı gerektirir. Böyle bir kimlik, “dostlar alışverişte görsün” diye değil, bireysel kimlik öne çıksın, ego doyumu gerçekleşsin diye de değil, toplumsal işlev gerçekleşsin diye sorumluluk almayı, iş yapmayı ve bedel ödeyebilmeyi gerektirir. Bu YOL’da “biz”in yerine “ben”i koymak, dar grup çıkarlarını birleşik mücadelenin yerine koymak yakışık düşmez.
Devrimci mütevazılık, “ben yaptım” demeden iş yapmaktır; kişisel veya grupsal başarının değil toplumsal başarının gözetilmesidir; parçanın bütüne içerilmesi; “ben”in “biz”i sevmesi, “biz”in “ben”i baskılamamasıdır; yarış, didişme ve rekabetten uzak, vericilik ekseninde ilişkiler kurmaktır; halkla ve tüm devrimcilerle yoldaşlaşmaktır.
İşte bu tanımların, bu niteliklerin insanıydı Nasuh Mitap, bu nedenle de savunmasında “Esas olarak tarih önünde Devrimciliğimin gereklerini yerine getirememekten dolayı yargılanacağımı biliyorum” dedi. Halkların ve yoldaşlarının gönlünde yer edindiğinin bilincindeydi. Bugün onu anmak, onu yaşatmak, bu niteliklerinin ve onunla bütünleşmiş Devrimci Yolcu değerlerin yaşatılmasından geçiyor. Anısı ve devrimci mirası önünde saygıyla eğiliyoruz.
Devrimci Hareket
3 Kasım 2024