6 MAYIS’I UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ!
Deniz’i Yusufu Hüseyin’i üç fidanı anmak için 6 Mayıs 2012 pazar günü, Galatasaray Lisesi önünden saat 13:30’da 6. filonun denize döküldüğü Dolmabahçe’ye bir yürüyüş gerçekleştirildi.
Basın Metni:
Bugün 6 Mayıs. Bundan tam 30 yıl önce, 6 Mayıs 1972’nin şafağında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan katledildiler. Devlete göre onlar “suçlu”ydular. Oysa bu topraklarda yaşayan milyonlarca insana göre onlar, belki de bu coğrafyadan gelip geçen en temiz, en onurlu insanlardan üçüydü. Ne aradan geçen yıllar, ne de karalama kampanyaları bu gerçeği asla gizleyemedi. Yine bir 6 Mayıs’ta, Denizlerin 6.cı Filo’ya bağlı ABD askerlerini denize döktüğü yerdeyiz. Yine topraklarımızı kirletiyor emperyalistler. Kürecik’teki Füze Kalkanı üssü, İncirlik’ten sonra onursuzluğun yeni bir abidesi olarak işbirlikçilerin karnesine yazıldı. Emperyalistler yine Ortadoğu topraklarını kan gölüne çevirmenin hesaplarını yapıyorlar, emekçi halklarımızın kanıyla satranç oynuyorlar. Suriye’yi hedef tahtasına oturtan emperyalistler ve işbirlikçileri şunu unutmasınlar ki Denizler tükenmez! Dün onları boğazın serin suları karşılamıştı. Bu öfkemizin küçük bir işaretiydi.
Aradan geçen yıllar boyunca öfkemiz Denizler kadar büyüdü, büyüyor. Libya’da, Afganistan’da, Irak’ta yaşanan katliamları unutmadık. Tüm bunların Suriye’de tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz. Suriye’nin kaderini, Suriye halklarından başkasının belirlemeye hakkı yoktur. Dış politikayı emperyalist efendilerinin emirlerine göre belirleyen işbirlikçi AKP iktidarı, iç politikada da 30 yıl öncesini aratmamaktadır. 30 yıl önce Denizleri idam sehpasına gönderen anlayış, bugün Roboski’de 17’si çocuk 34 insanı bombalayarak katletmekte, üniversitelerdeki her muhalif hareketi soruşturma, gözaltı ve tutuklama terörüyle bastırmaya çalışmakta, gazetecilerden sendikacılara, belediye başkanlarından öğrencilere, akademisyenlerden, yayıncılara kadar kendi düşünceleriyle uzlaşmayan her kesimden insanı hücrelere göndermektedir. 12 Eylül ile göstermelik mahkemelerle hesaplaştığını söyleyerek göz boyamaya çalışanlar, bir tek işkenceciyi, bir tek devrimci katilini, bir tek katliamcıyı parmaklıklar ardına göndermemiştir. İşkencelerin, faili meçhullerin, kayıpların, katliamların sorumluları serbestçe dolaşırken, bir tiyatro sahnesi gibi yargılama oyunlarından bahsetmekle kimseyi aldatamazsınız. Tüm bunların hesabını biz devrimcilerden, sosyalistlerden, ezilen halklardan başkası soramaz. Çünkü bizler, Denizlerin yolundan yürüyoruz. Bizler sistemle tüm köprüleri atıp, sınıflı toplumlardan kaynaklanan tüm toplumsal çelişkileri tarihin çöplüğüne göndermek için tavizsiz mücadeleye atılmayı Denizlerden, İbrahimlerden, Mahirlerden öğrendik. Emperyalizme karşı her cephede sosyalizmin bayrağını dikmeyi, ezilen halkların kurtuluş mücadelesinin yanında olmayı, işçi sınıfının öncülüğünde devrimi örgütlemeyi onlar öğrettiler bize. Sosyalizmin bir “düşünce akımı”ndan ibaret olmadığını, bir ruh, bir coşku, bir yaşam ve davranış tarzı olduğunu onlar, pratikleriyle gösterdiler. Yaşamanın nefes almaktan ibaret olmadığını, süresinin değil niteliğinin önemli olduğunu ölümsüzlükleriyle gösterdiler.
Bugün 6 Mayıs. Bugün bizler, Denizlerin yolundan yürümeye devam nediyoruz, edeceğiz. Ta ki bu topraklarda tek bir emperyalist işgalci kalmayana, tek bir insan ezilmeyene, sömürü sözcüğü sözlüklerden silinene değin. Deniz olmaya geldik.
Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak!
Yaşasın Devrimci Dayanışma!
Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Mücadelemiz!
6 Mayıs 2012