THKP/C ve THKO önder militanlarının Kızıldere’de katledilmesinin 40. yılında Devrimci Hareket, İzmir ilinde, ‘’KIZILDERE; DÜN DEĞİL, BUGÜN VE YARINDIR’’ adlı bir panel ile Kızıldere’nin son olmadığını aksine düşen her yoldaşın bire bin vererek çoğaldığını, mücadelenin de savaşın da sürdüğünü haykırdı.Program; açılış konuşması ve devrim şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.Sinevizyon gösterisinde ‘’Dünden Bugüne Biriktirdiklerimiz’’ isimli belgesel nitelikli sinevizyon izlenirken, şiir dinletisinde Cahit Akçam’ın Mahirim adlı şiiri okundu.
Panel programında ise THKP/C’nin boy verdiği sürecin niteliği ile başlayıp Kızıldere direnişine kadar olan mücadelenin seyri ve Kızıldere’deki fiziki yenilgiden sonra Kızıldere’nin Türkiye Devrimci Hareketi’ne ideolojik ve örgütsel olarak kattıkları konuşuldu. Yoğun katılımın sağlandığı etkinlik ,kapanış konuşması ardından ‘’KIZILDERE SON DEĞİL, SAVAŞ SÜRÜYOR’’ sloganları ile sona erdi.
AÇILIŞ KONUŞMASI
Dostlar, yoldaşlar
Hepimizin boğazında düğümü,aklında soruları, yüreğinde tamiri eksik kalmış kırıklıkları, içimizde yol yapmış, silinmesi olanaksız acıları vardır. Bu acıları ozanın dediği gibi belki bal da eyleyemiyoruz; ama kavgamızın kamçılayıcı sebebi, devrimcilikte ısrarın nedeni, onurluluk ölçütü kılabiliriz. Kavgada şehit düşen yoldaşlarımıza karşı görevlerimizin eksiksiz yerine getirilmesi, bu konuda sorumluluklarımızın öncelikli olanıdır.
Dostlar yoldaşlar
Tarihin sonu , ideolojilerin sonu safsatalarına ve sınıf uzlaşması zemininde devrimci değerleri tüketme yarışına girmiş eski yol arkadaşlarımızın tüm gayretlerine rağmen sınıflar mücadelesinin üzerini örtmek, gerçekliği yok saymak mümkün olmuyor. Yaşam da kavga da devam ediyor.
İnsanın bugün nerede durduğu, geçmişi nasıl algıladığının da aynasıdır.
Bilinir ki unutmak ihanettir. Unutmamak ise mahkemelerde ‘ İade-i İtibar’ kararları aldırmakla veya yıldönümlerinde mezar ziyareti ve ölüm ilanlarıyla olmaz, bunlar yetmez. Bunlarla yetiniliyorsa yasak savuluyor demektir. Kişi, uğruna bedel ödediği değerler, ayakta kalan yoldaşları tarafından yaşatıldığı oranda yaşıyor demektir.
1972 baharında doğanın tüm dokularında hareket hızlanmış ve yenilenmenin / canlanmanın belirtileri bütün bir coğrafyayı kaplamışken; Kızıldere’ye düşen on tohum, görülmemiş bir başka baharın haberini veriyordu.
Kızıldere, THKP/C hareketinin yenildiği, önder kadrolarının katledildiği, örgütlü yapısının dağıldığı yerdir. Aynı Kızıldere, yenilginin de bittiği yer olmuştur. Kızıldere bir son değil, bir başlangıçtır. Orada ekilenler daha sonra Türkiye’nin dört bir yanında biçilmiştir. Dağlarda gerilla kıyafetleriyle MAHİR’i; fabrikada şaltere uzanan ellerde KAZIM’ı ; okullarda, direnişin ön saflarında CİHAN’ı; varoşlarda SAFFET’i gördük. Halk düşmanlarının Kızıldere’de kazandığı sadece bir çatışmadır.
Sınıflar mücadelesinde ezenlerin nihai zafer koşulu yoktur. Bu nedenle sık sık geçici veya sahte zaferlere ihtiyaç duyarlar. Kızıldere de gerçekte sahte bir zafer, çok kısa bir sürede düşmanın elinde patlayacak olan bir bomba, devrimci bir mayalanmanın yayılma noktası, Türkiye Halkları açısından ise kazanılmış bir gelecek müjdesi, özgürlüğün güvencesi
olmuştur.
Salt bir çatışmaya veya devletin bir katliamına indirgenmiş olan Kızıldere THKP/C gerçekliğinden koparılmış bir Kızılderedir. THKP/C anlaşılmadığı sürece, Kızıldere’nin anlaşılması mümkün değildir. Tarihsel misyonu ve koşullara kendini kabul ettiren niteliği ile THKP-C; ülke sathına yayılan ölü toprağı parçalayıp çıkan devrimci bir tohumdur. Her saldırıya uğradığında, toprağa dökülen tanelerin hiçbiri boşa gitmemiş, yeni filizlerin ve meyvelerin sebebi olmuştur.
Unutmayacak ve unutturmayacağız. Yitirdiklerimizi, onlara yaraşır bir kimlik ve mücadele çizgisiyle yaşatacağız. Dayatmaları reddettik, reddetmeye devam edecek ve kendi geleceğimizin kavgasını vereceğiz.
KIZILDERE SON DEĞİL, SAVAŞ SÜRÜYOR!