Emperyalizm savaş demektir; kan, gözyaşı ve yıkım demektir
Ortadoğu’da yoğunlaşmış şekilde süren, işbirlikçi rejimlerin de eşlik ettiği emperyalistler arası savaş, bir yeniden paylaşım savaşına dönüşmüş durumdadır. Suriye özgülündeki “vekalet savaşı” da giderek yerini “doğrudan savaşa” bırakıyor.
Emperyalist aktörler arasındaki savaşta, en gelişmiş silahlar da, canlı bombalar da, ticari anlaşmalar da, restleşme ve tehditler de kullanılıyor. Suudi Arabistan’da Şii Şeyh’in idamı da Sultanahmet’te Alman turistlere yönelik olarak gerçekleştirilen bombalı saldırı da, dünya ölçeğinde emeğin kazanımlarına yönelik saldırı ve hak gaspları da bu kapsamdadır.
Bir süredir Türkiye ve Arabistan’ın Suriye’ye yönelik kara harekâtı yapma yönündeki hazırlıkları, sanıldığının aksine ne Türkiye’nin PYD’ye yönelik hesaplarıyla ilintilidir ne de ABD’ye rağmen yapılmaktadır. Yapılan psikolojik yönlendirmelerin aksine, bu hazırlık doğrudan ABD eksenli blokun hazırlığıdır. Ve iki ülkenin adı geçiyor gibi görünse de, Körfez ülkelerinin büyük çoğunluğu da Avrupa ülkeleri de işin içindedir.
İçinde Suriye’nin, İran’ın, Lübnan Hizbullahı, Irak Şiileri vb. güçlerin olduğu Rusya eksenli blokun, Suriye’de giderek belirleyici noktaya gelmesi, bir taraftan Cenevre gibi anlaşma masalarının kurulmasını diğer taraftan gelişmelere bağlı olarak daha kapsamlı savaş hazırlıklarını beraberinde getiriyor.
TSK şahsında ABD eksenli bloka mesaj verilmiştir
Türkiye’nin sınır boyunca mayınları temizleyip bir tank savaşına hazırlanması, Arabistan’ın bir taraftan İncirlik Üssü’ne uçak gönderirken diğer taraftan 150 bin kişilik orduyla tatbikata başlaması, hazırlıkta ve savaşta ne denli ciddi olunduğu mesajının karşı tarafa verilmesidir. İşte tam bu mesajların verildiği, tatbikatın konuşulur hale geldiği anda Ankara’da gerçekleştirilen saldırıyla, doğrudan TSK şahsında, özelde Türkiye devletine genelde ABD eksenli bloka “dur” denmiştir. Bu mesajın, dolayısıyla da eylemin arkasındaki güç, Rusya eksenli blokun en üst iradesidir.
Bu türden eylemlerde, ekspertiz raporlarına konu olan saldırganın kimliği, etnik kökeni, kullandığı araç bir ayrıntıdan ibarettir. Türkiye’nin PYD’yi işaret etmesi, bilinçli bir yönlendirmedir. Böyle bir eylemi PYD’nin yapmış olma ihtimali yoktur. Saldırıyı MİT’in yaptığı ve Suriye’ye saldırmak için zemin hazırladığı biçimindeki değerlendirmeler de, eylemi okumada ezberle yetinme yetersizliğidir.
Son zamanlarda Rusya eksenli bloktan gelen “bir dünya savaşı çıkar” biçimindeki uyarılar, tam da bu sözünü ettiğimiz hazırlığa, yani doğrudan ABD’ye yöneliktir. Restleşmelerin, kapışma ve saflaşmaların nereye varacağını, önümüzdeki süreçte gelişmelere bağlı olarak göreceğiz. Ancak mevcut tablo, giderek keskinleştirilen bloklaşmalar, bölgenin kan gölüne çevrilebileceğini gösteriyor.
Bu savaş, halkaların değil emperyalistlerin savaşıdır
Amaç, yeni güç dengelerine göre dünyanın yeniden paylaşımıdır. Bu, haksız-gerici bir savaştır. Tekellerin çıkarına, halklar birbirine kırdırılmaktadır. Bölge yağmalanmakta, onlarca yıl izleri silinmeyecek tahribatlar ve yıkımlar gerçekleşmektedir.
Böyle bir savaştan, akıtılan kandan ve gerçekleştirilen yıkımdan çıkarı olan bir avuç zorba dışında kalan (örgütlü güçlerden tek tek bireylere kadar) herkes, vakit kaybetmeden harekete geçmeli, savaşın ve müsebbiplerinin karşısına dikilmelidir.
Emperyalizm Yenilecek Halklar Kazanacak!
Yaşasın Halkların Kardeşliği ve Mücadele Birliği !
19 Şubat2016
DEVRİMCİ HAREKET