Erdoğan’ın, haramilik saltanatının sürmesi için dayattığı başkanlık referandumu gerçekleşti.
Aylardır, devletin bütün imkanları seferber edilerek, halkın cebinden çıkan 160 milyon lira ile her yerde “evet” dayatması yapıldı. Namluların gölgesinde, savaş ve ölüm tehdidi ile “evet” dayatıldı.
Süreç boyunca devletin imkanlarını arkasına alanlar, “hayır” diyenlere propaganda şansı dahi tanımadı. “Hayır” diyenlerin en demokratik haklarına dahi saldırıldı. Gözaltılar, tutuklamalar birbirini izledi.
Satın alınmış, yandaş medyanın sesi ve önü açılırken, gerçekleri yazan gazeteciler iktidar tarafından açıkça esir alındı.
Bütün baskı ve manipülasyonlara, tehdit ve saldırılara karşı “hayır” çalışması elden ele, ilmik ilmik örüldü. Sesi kısılmak istenen milyonlarca insan, sandıklarda “hayır”ın sesini yükseltti.
16 Nisan gecesi itibariyle, milyonlarca “hayır” oyu hiçe sayılacak şekilde, YSK eliyle şaibeli, hukuksuz bir karar alınarak, gerçekleştirilen referandum yok sayılıp, halkın iradesi hile ve manipülasyonlarla bastırılmak isteniyor.
Saray iktidarı, bir grup azınlığın haramiliği sürsün diye her türlü yola başvurmaktan çekinmiyor. 15 yıllık iktidarı boyunca hep kendi çıkarları için çalışan kan emici azınlık, katliamlara, kitlesel tutuklamalara, gözaltı ve polis terörüne, savaş çığırtkanlığına başvurarak bu kirli düzeni devam ettirebileceğini sanarak, çok büyük bir yanılgı içindedir.
Bilinmelidir ki, haklı olan, kazanacak olan mutlak suretle halktır. Halkın önünde yalanlar, ikiyüzlü kirli siyasi entrikalar, şovenist kamplaştırma çabaları ve din tüccarlığı ile sonsuza dek durmak mümkün olmayacaktır.
Erdoğan’ın Saray iktidarı yıkılmaya mahkumdur!
İnancımız sonsuz kararımız kesin: Bu iş daha bitmedi, söküp alınacak bir zafer, sorulacak bir hesabımız vardır. Bugün sandıkta yarın sokakta, her yerde mücadeleyi büyütelim!
Zafere inanın, en büyük karanlıkları örgütlü gücümüzle dağıtacağız!
Parolamız net: Mutlaka ama mutlaka biz kazanacağız!