Son günlerde TKP adı üzerinden giderek boyutlanan bir çatışmaya tanık oluyoruz. Bu konuda sözü uzatmadan ve “kimler başlattı, kim ne kadar haklı” ikilemine girmeden, bu çatışmanın koşulsuz durdurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu, genelde sol değerlere ve halka, özelde TKP adına/geleneğine karşı sorumluluğun da gereğidir.
Mevcut tablo, hangi sebeple yaşanıyor olursa olsun, solun bağrındaki yöntem ve sorun çözme zenginliğinin taraflarca kavranamadığını, kendi değerlerini bizzat kendi eylemiyle aşındıran bir noktada durulduğunu gösteriyor.
Geçmişte bu türden pratiklerin yaşanmış olması yaptığımız değerlendirmeyi değiştirmiyor. Solun kendi iç sorunlarını bugün hâlâ şiddet yöntemleriyle çözmeye yönelmesi, olsa olsa uğrunda kavga edilen değerlerin yeterince içselleştirilmediğinin kanıtı olarak okunabilir.
Dünyada yeniden paylaşımın kızıştığı, sınıflar mücadelesinin keskinleştiği, dolaysıyla da devrimcilere düşen sorumluluğun arttığı koşullarda; mevcut imkânları, güç ve olanakları sınıflar mücadelesinin ihtiyaçları dışında kullanmanın, sol değerlere zarar verecek tercihlerin haklı bir gerekçesi olamaz.
Bu sorunun aşılması ve çatışmaların devamını önlemek üzere kolektif/gerçekçi bir çözüm için tüm dost yapılar sorumluluk üstlenmelidir. Bu konuda atılacak adımlara bizler de destek verecek, sorunun devrimci-sol değerlere yakışacak türden çözümü için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz.
11 Haziran 2017
DEVRİMCİ HAREKET