İnsanlık öncesi son toplum biçimi olan kapitalizmin mezar kazıcısı işçi sınıfına kendisiyle birlikte tüm insanlığı kurtaracak yolu gösteren Marksizmin kurucusu Karl Marks’ın mezarına kısa süre içinde iki saldırı yapıldı. Bu saldırılar emperyalist-kapitalist tahakkümün insan, doğa ve tüm canlı yaşam üzerinde yarattığı tahribatların daha görünür hale gelmesi, geniş kitlelerin bu insanlık öncesi son toplum biçimine olan öfkesinin kabarması ve sosyalizmin tekrar yükselişe geçmesiyle alakalı hiç kuşkusuz.
Marks’ın mezarına saldırı, sosyalizmin insanlığın önünde yine parlayan bir yıldız olarak yükselmesine duyulan öfkenin yansıması. Egemenler ve onların ideolojik manipülasyonuna maruz kalan kimi zavallılar Marks’ın mezarına saldırarak onu itibarsızlaştırabileceklerini sanıyor olabilirler. Ama tam tersine, bu saldırılar Marks’ı ve onun gün gibi açık biçimde ortaya koyduğu kapitalizmin çürümüşlüğünü ve yok olmaya yazgılı olduğunu hatırlatıyor bizlere. Bu da marksizmin itibarını daha da artırıyor elbette.
Marksizm insanlığa kurtuluş yolunu gösteriyor!
Zafer onun açtığı yoldan gidenlerin olacak!
Onun mezarını yok edebilirsiniz ama düşüncelerini yok edemezsiniz!
You can destroy his gravestone, but you can’t destroy his ideology!
Karl Marks mücadelemizde yaşıyor!
Yaşasın Marksizm-Leninizm!
Yaşasın Sosyalizm!