Geleceğimizin Karartılmasına
Çocuklarımızın Gençlerimizin Sömürülmesine
İzin Vermeyeğiz!*
Kapitalizmin kriziyle birlikte sermaye sınıfı içindeki rekabet şiddetlenirken emperyalist ülkeler arasındaki çelişkiler keskinleşiyor. Bu durum beraberinde daha ucuza üretmenin yöntemlerini aramayı ve sosyal hakların budanıp hizmet alanlarının daha fazla ticarileştirilmesini getiriyor.
Eğitim de, sağlık vb. gibi ticarileştirilecek alanların başında geliyor. İşbirlikçi Türkiye egemenleri eğitim sistemini bütünüyle serbest piyasanın/emperyalizmin istekleri doğrultusunda dizayn etmek için her türlü adımı hiçbir bilimsel ölçeği/uyarıyı dikkate almadan, pervasızca atıyor.
Bilinir ki eğitim devlet tarafından her insanın, insanlığın bilgi birikimini ve kültürünü bilimsel ölçeklere göre edinmesi için herkese eşit bir şekilde parasız sunulması gereken bir hizmettir/haktır. Ancak eğitim genel anlamıyla sistem için gerekli olan “vatandaş”ı yetiştireceği bir alan , ekonominin ihtiyacı olan insan faktörünü oluşturacağı bir tezgah olarak görülüyor.
Bugün 4+4+4 eğitim sistemiyle yapılmak istenen sermayenin ucuz işgücü ihtiyacını karşılamak, eğitimi ticarileştirerek kar elde etmek, sistemi sorgulamayan, itiraz refleksini yitirmiş, varlığını sermayenin varlığına armağan eden bir kuşak yaratmaktır.
Sermaye çocuklarımızın oyunlarına göz dikiyor. Ailelerimizin cüzdanlarına el atıyor.
AKP bu yasayla ilk dört yıldan sonra daha 9 yaşındaki çocuklarımızı, çocukluklarını bile yaşamasına fırsat vermeden staj adı altında Nazi Almanya’sında olduğu gibi atölyelere/toplama kamplarına çalışmaya gönderiyor. İlköğretimin parçalanmasıyla liselerde 4 yıl boyunca yaşanan staj sömürüsü 8 yıla çıkıyor. Bu da oyun çağındaki çocukların geleceğinin çalınması anlamına geliyor. Böylelikle net asgari ücretin üçte biri fiyatına çocuklarımız sermayenin eline bırakılıyor. Çalışma yaşamında her yıl binlerce iş kazası gerçekleşiyor. 1000’in üzerinde iş cinayeti yaşanıyor. Çocuk işçilerin yaşayacağı kaza ve sorunlarda önümüzdeki dönem hızlı bir artış yaşanacaktır.
İmam Hatipler çoğalıyor, eğitimin içeriği bütünüyle gericileşiyor.
İnsani hiçbir yanı olmayan bu gidişata itiraz potansiyeli taşıyan gençlik eğitilmiş cahil haline getirilmek isteniyor. Bu nedenle İmam Hatip’lerin orta bölümleri açılırken müfredata hak arama bilincini törpüleyen, bilimsel olmayan, gericiliği öven dersler giriyor. Mevcut derslerin içeriği daha da gericileşiyor.
Ataerkil sistemin eğitimi kadının kölelik kelepçesini daha da sıkıyor.
Gerici eğitimle birlikte kadının özgürleşme yolunda bugüne kadar dizdiği taşlar birer birer sökülüyor. Kız öğrencilere başını bağlamanın, evinde oturup kocasına ve çocuğuna hizmet etmenin “ yüceliği” öğretiliyor. Böylelikle kız çocuklarının “din ve ahlak” eğitimi alarak dört duvar içine hapsolmasının önü açılıyor. Böylece kız ve erkek çocukları arasındaki eşitsizlik “yeni” eğitim müfredatıyla daha da büyütülüyor.
Bilimle bağdaşmayan sistemin eğitimi bilimi hiçe sayar.
Bu yıl 4+4+4 ile birlikte 5 yaşındaki çocukları da “yeni” sisteme katmayı düşünen AKP her türlü bilimsel veriyi hiçe sayıyor. Öğrenme sürecine başlayabilmesi için gerekli olan mantıklı düşünme, başladığı işi bitirebilme ve yorumlama yeteneği, bilimsel verilere göre 6 yaş üstü çocuklarda yeterli hale geliyor. Ayrıca bu yıl 5 ila 7 yaşlar arası milyonlarca çocuk okula başlayacak. Bazı bölgelerde 70-80 arası çocuk aynı derslikte eğitim görecek. Bu durum en fazla 20 kişilik sınıflarda verilmesi gereken eğitimi, hem öğretmen hem öğrenci için imkânsız hale getirecektir. Ayrıca pek çok okulun imam hatiplere tahsis edilmesiyle birçok okulun öğrencileri ikamet ettiği bölgelerden farklı okullara kaydırılmıştır. Özel öğrenciler (engelliler vb.) için tuvaletinden dersliğine; sırasından sandalyesine; merdiveninden araç-gerecine kadar farklı dizayn edilmiş kimi okulların yine imam hatiplere dönüştürülmesi sistemin amaca ulaşmak için her yolu mübah gördüğünün bir başka göstergesi olmuştur. Daha sayamadığımız pek çok uygulamanın da etkisiyle eğitim sisteminde bütünüyle kaos egemen olacaktır.
4+4+4 yasasıyla eğitimin bütünü ticari hale gelecek, mevcut eşitsizlikler eğitim kurumları içindeki sınıfsal ayrımı keskinleştirerek büyütecektir. İmam Hatip’e çocuklarını göndermek istemeyen ailelerden durumu uygun olanlar özele yönelecek. Okul seçmek için ekonomik durumu olmayan ailelerin çocukları zorunlu olarak gösterilen okula gitmek zorunda kalacak. Böylelikle, halk çocuklarına üniversite kapıları bütünüyle kapanacaktır. Üniversite seçme sınavlarında göze çarpan eşitsizlik eğitim sisteminin bütününe yayılacaktır.
Sistemin eğitim alanındaki bu saldırısını durdurmak için eğitim emekçileri, veliler ve öğrencilerin yan yana gelmesi gereklidir. Bu da yeterli değildir. Tüm bu saldırılar ancak emperyalizmin ve işbirlikçisi iktidarın saldırılarına maruz kalan tüm halk kesimlerinin omuz omuza vermesiyle durdurulabilir. İşçisinden memuruna, alevisinden kürdüne, öğrencisinden ikinci cins olarak görülen kadınlara, esnafından köylüsüne kadar tüm kesimlerin emperyalizme ve onun işbirlikçisi faşizme karşı mücadelesiyle sömürü ve talan politikaları tarihin çöplüğüne atılacaktır. Birleşelim, tek yürek halinde örgütlenelim…
ÖRGÜTLÜ BİR HALKI HİÇBİR GÜÇ YENEMEZ!
GELECEĞİMİZİN KARARTILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
PARASIZ BİLİMSEL DEMOKRATİK ANADİLDE EĞİTİM!
8 EYLÜL 2012 DEVRİMCİ HAREKET
* 4+4+4 eğitim sistemine karşı gençlerimizin, çocuklarımızın, halkımızın geleceğine sahip çıktığımızı göstermek için 15 Eylül 2012 Cumartesi günü Ankara’da mitingte Devrimci Hareket saflarında buluşalım!