3 Mart 2004’te dergi büromuzdan çıktığı sırada faşizm tarafından katledilen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi yoldaşımız Önder Babat’ı, katledilişinin on altıncı yılında, vurulduğu İstiklal Caddesi İmam Adnan Sokak’ta andık.
16 yıldır aynı inat ve kararlılıkla, Önder’in katledildiği yerde ve saatte buluşarak bize miras bıraktığı mücadeleyi geleceğe taşımaya devam ediyoruz. And olsun ki yoldaşımızın düşleri yarım kalmayacak; katillerinden hesap soracak ve değerlerini yaşatacağız.
Anma esnasında okuduğumuz basın açıklamasının tam metni:
Dostlar, yoldaşlar ve değerli basın emekçileri;
Yoldaşımız Önder Babat, bundan tam 16 yıl önce bu sokakta, Devrimci Hareket Dergisi’nin bürosunun önünde vurularak katledildi. O günden bugüne, onu katledenleri saklamak, olayı karanlıkta bırakmak ve gerçekliği karartmak adına her şey yapıldı. Vurulduğu sokakta bir tane bile delil toplanmadı, burjuva medyasında olayı çarpıtan haberler yaptırıldı, otopsi işlemi engellenmek istendi, bir kamu davası açılması organize bir biçimde engellendi, Önder Babat’ın katilinin bulunmasını isteyenlere kelepçe vuruldu. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin Beyazıt Meydanı’nda Önder için dile getirmek istedikleri adalet talebi valilik tarafından yasaklandı, öğrenciler gözaltına alındı.
Önder Babat, emperyalizmin halklara karşı suç işlemek üzere kurduğu NATO’nun İstanbul toplantısı öncesinde vuruldu. O gün kişi olarak Önder seçilmiş olsa da esas hedef bu ülkenin tüm anti-emperyalistleri, devrimci ve ilerici muhalefeti idi. Aradan geçen 16 yıl içerisinde, egemenler ülkemizi emperyalizme bağımlılık noktasında bir uçurumun kıyısına getirdiler. Halka ait kaynaklar emperyalist tekellere peşkeş çekildi, özelleştirme adı altında tüm birikimlerimiz heba edildi, gerek sanayi gerekse de tarımsal üretim bütünüyle dışa bağımlı hale getirildi. İşsizlik ve yoksulluk milyonları kasıp kavurur hale geldi. Bugün milyonlarca insanın, evlerine en temel gıda maddelerini bile alamadığı, emekçilerin kriz koşulları sebebiyle intihar ettiği bir ülkede yaşıyoruz. ABD emperyalizmi ile işbirliği halinde savaş politikaları yürüten bir iktidarla karşı karşıyayız.
Önder Babat, ülkemiz topraklarında yaşayan milyonların eşit, özgür ve refah içinde yaşamasını amaçlayan bir mücadelede ısrarcı olduğu için öldürüldü. Önder, bir avuç egemenin kendi iktidarları için milyonlarca insanın geleceğini çalmalarına hayır dediği için öldürüldü.
Önder, ülkemizde bir senede yüzlerce işçinin ‘iş kazaları’ adı altında katledildiği, daha fazla kâr için insan canını hiçe sayan bu düzene karşı çıktığı için öldürüldü.
Önder öğrencilerin, gazetecilerin, akademisyenlerin, sanatçıların ve tüm halkın polis baskısıyla, hapishane tehdidiyle seslerinin kısılmasına karşı mücadele ettiği için öldürüldü.
Önder, her yıl yüzlerce kadının sokak ortasında öldürüldüğü, mahkemelerin katilleri aklamaktan başka bir işlevinin kalmadığı, takım elbise giymenin ceza indirimi almak için yeterli olduğu, ülkeyi yönetenlerin kadınları sürekli hedef gösterdikleri bu düzene karşı mücadele ettiği için öldürüldü.
Önder, derelerinin üzerine HES’lerin kurulduğu, kentlerin beton mezarlara dönüştüğü, ormanların tekellerinin hizmetine açıldığı, tarım üreticisinin banka kredileri ile zapt-u rapt altına alındığı, buğdayın, fındığın, samanın dahi ithal edildiği bu düzene karşı, üretenlerin yöneten olacağı başka bir dünyayı savunduğu için öldürüldü.
Önder Babat’ı öldürerek yok edebileceğini sananlar ise kendi karanlıkları ile birlikte, tarihin tozlu raflarındaki yerlerini mutlaka alacaklar. Halkların hafızası, insanlık mücadelesinde, safı insanlığın yanında olanları da bu safın karşısında olanları da unutmayacak; yitirdiği her yoldaşı için hesap sorma bilincini diri tutacaktır.
Vurulduğu günden bugüne dek, ne Önder’i bizden ayırabildiler ne de bizi Önder’den. Biz onunla, Gezi’de, Suruç’ta yitirdiğimiz arkadaşlarımızın yanında; Cumartesi Annelerimizin omuz başında; Beyazıt Meydanı’nda, Soma’da, 10 Ekim’de Ankara Garı’nda hep birlikteydik. Yüreği insanlık için atanlar olarak bugüne dek, “bir yarınlara gidenleri bir de yarınlar için direnenleri” asla unutmadık, unutturmayacağız.
Yolumuz uzun ve zorlu biliyoruz. Ama bu yolun doğru ve yürünülebilir olduğunu da biliyoruz. Bedeli ne olursa olsun biz bu yolu yürüyecek, Önder Babat’ın uğrunda yaşamını feda ettiği değerleri koruyacak, mücadelesini zaferle taçlandıracağız!
DEVRİMCİ HAREKET
3 MART 2020