Burjuva siyaset sahnesinde partiler arası farkların silindiği, hemen her aracın birbirine benzeyerek piyonlaştığı, küreselleşen olağanüstü hâl ve savaş koşullarında, mevcut gidişattan yana çıkarı olan bir avuç sermayedar ve işbirlikçi dışında herkes “Saray rejimi”nin gerçek/sınıfsal niteliğiyle yüzleşiyor.
Esenyurt, Halfeti, Mardin ve Batman’dan sonra bugün de Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyum atandı. Artık bu türden olağanlaşmış olağanüstü gündemler deyim yerindeyse birbiri ile yarışıyor. ABD seçimleri sonrasında Trump‘tan elinde sihirli bir değnek varmış gibi savaşları bitirmesi beklenir ve bu konu ciddi ciddi analiz edilirken, önce Ukrayna’dan Rusya’ya ABD’nin tedarik ettiği uzun menzilli ATACMS füzeleri ile saldırı gerçekleştirildiği haberi geldi. Peşinden Rusya ‘Oreshnik’ füzelerini Ukrayna’daki bir askeri üssü vurarak denedi ve bunun NATO’ya yanıt olduğunu açıkladı. Aynı gün, Gazze’den katliam, Lübnan’dan bombalama haberleri gelmeye devam etti.
Dünyanın sıcak noktalarından aktardığımız bu olaylar yaşanırken, Türkiye’de ısrarla (onları destekleyen milyonlarla dalga geçercesine) normali oynayanlar vardı.
Normalleşme/yumuşama (gerçekte AKP’yle aynılaşma) adımlarını ısrarla sürdüren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Yurt dışındaki ofislere üye alımları sırasında CHP’ye FETÖ veya diğer terör örgütleri sızmasın diye MİT’ten istihbarat desteği istedik” açıklamasını yaptı. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan ise emperyalizmin en vahşi yüzünün açığa çıktığı bu küresel savaş koşullarında, Kürt halkının sorunlarının çözümünü, emperyalist savaşa karşı değil emperyalist savaşla beraber arama yanılgısının ifadesi olarak, iktidara, “Gelin bu tarihsel anı birlikte yakalayalım” çağrısında bulundu.
Bu arada iktidardakiler, henüz çıkarmamış oldukları “etki ajanlığı” yasasını fiili olarak uygularcasına Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında soruşturma başlatmış, Kılıçdaroğlu‘na siyaset yasağı için yargı düğmesine basmış ve tüm itiraz potansiyellerini harekete geçmeden bastırma hesapları yapmaktadır.
Daha önce de söylediğimiz gibi bıçak kemiğe dayanmış durumdadır. Doğayı tahrip edenler de madenleri satışa çıkaranlar da kadın ve iş cinayetlerinin müsebbipleri de kayyum atayanlar da Kürt halkına köleliği ve teslimiyeti dayatanlar da emekçinin kazanılmış haklarını gasp edenler de aynı güçlerdir. Ya bu güçlere birleşik gücümüzle, kardeşleşerek ve yoldaşlaşarak cevap verecek, bu ülkenin sahipsiz, insanların yalnız olmadığını gösterecek ya da yalnız kalarak tek tek birbirimizin nasıl ezildiğini izleyeceğiz.
Devrimci Hareket
22 Kasım 2024