Bilindiği gibi Haziran Hareketi, burjuva siyaset düzleminde rastlanma ihtimali olmayan, herkesin söz ve karar sahibi olabildiği alternatif bir yöntemle, 7 Haziran seçimlerine dair tutumunu belirlemiş ve bunu kamuoyuyla paylaşmıştır.
Birleşik Haziran’ın bileşenlerinden Devrimci Hareket olarak biz, gerek tutarlılık ve iç işleyiş etiği gereği, gerekse kararın isabetliliği açısından söz konusu tutumu sahipleniyoruz.
Haziran Hareketi, ortaya çıkışıyla beraber ezilenler için umut olmuş, toplumsal ve siyasal dinamiklerin Gezi’de olduğu gibi bir sinerji oluşturması ve giderek kalıcılaşan bir örgütlülüğe dönüşmesi yolunda, yeni ve güven verici bir zemine dönüşmüştür.
Haziran’ın niteliklerinden biri de özgüvenli, bağımsız duruşudur; isabetli değerlendirmeleridir. Bunun gereği olarak seçim konusundaki kararını, hiçbir baskının ve yönlendirmenin etkisinde kalmadan almış, günü kurtaran siyaset tarzı veya pragmatizm yerine, stratejik ufukla hareket etmeyi tercih etmiştir.
Bizleri zorlu bir sürecin beklediği doğrudur. Tam da bu nedenle, “Eğer AKP iktidarı, bütün tutarsızlık ve zaaflarına karşın bugüne kadar hala durdurulamamışsa bunun gerisinde başta Parlamento’da konumlanan muhalefet partileri olmak üzere, muhalefetin etkin, kararlı ve birleşik bir mücadele yürütememesi vardır.” tespiti yapılmış, kavganın sandık eksenli duruşu aşan bir perspektifle ele alınması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Ufukların karartıldığı, akılların çelmelendiği, beklentilerin sistem için kulvarlara çekilip ehlileştirilmek istendiği bu tarihsel süreçte, alternatif bir yaşam örgütleme işini yarına bırakmayan, kavgayla alternatifi birleştiren Haziran Hareketi’nin seçimlerde halkı Parlamento’ya değil kendi meclislerine çağırmasını, sistem demirini tersine büken bir çıkış olarak görüyor, önemsiyoruz.
Haziran Hareketi’nin de seçim kararının da doğru anlaşılamamasında sistem içi duruş ve alışkanlıkların etkili olduğunu, kimilerinin şahsında öznel hesapların değerleri baskılayacak boyutta ağır bastığını ve politik tercihleri belirlediğini düşünüyoruz. Tam da bu nedenle, alternatif bulanıklığının yaşandığı günümüz koşullarında, mücadeleyi 7 Haziran’a bırakmadan, yaşamın her alanında yükseltme amacını önüne koyan Haziran Hareketi; bugün onu doğru anlamayıp karşı çıkanlar dahil, tüm halk kesimlerinin umudunu büyütmeye ve alternatiften ne anlaşılması gerektiğini somutlamaya adaydır.
Halka karşı sorumluluğumuz gereği, bir Haziran bileşeni olarak, Haziran Meclislerinde tartışılarak kararlaştırılan tutumu sahipleniyor, “Haziran Meclisleri bu mücadelelerin örgütleneceği ana odaklar olarak, sadece faşizm ve gericiliğin durdurulmasının değil, içi boşaltılmış temsili demokrasinin yerine gerçek halk egemenliğini kurmanın da ana nüveleri olacaktır.” tespitinin önemine bir kez daha dikkat çekiyor ve “ÇARESİZ DEĞİLSİNİZ HAZİRAN VAR!” diyoruz.
24 Mart 2015
DEVRİMCİ HAREKET