Adları Berkin, Uğur, Ceylan…
Bu ülkede çocukların çocukluğunu yaşamadan yakılmasına, kurşunlanmasına, evlendirilmesine ve işçileştirilmesine hemen her gün tanık oluyoruz. Bunlar Gezi’de Berkin Elvan’dır, Mardin’de Uğur Kaymaz’dır, Lice’de Ceylan Önkol’dur, Aladağ’da 11 kız çocuğumuzdur…
Binlerce çocuk, deyim yerindeyse sistemin değirmeninde öğütülüyor. Ve her seferinde bu işin müsebbipleri ve onların değirmenine su taşıyanlar, timsah gözyaşları eşliğinde (Ertuğrul Özkök’ün Aladağ yangınında yurda kızlarını gönderen velileri suçlaması gibi) gözlere-akıllara ve yüreklere perde çekme, yanıltarak gerçekliği görmelerini önleme yarışına giriyor.
Aydınlığın yerine karanlık, bilimin yerine hurafe
Daha önce de söyledik, AKP’nin ve sermayenin cemaatlerle-tarikatlarla bir sorunu yok; onların itaat etmeyen Cemaat’le sorunu var. Tersine, 15 Temmuz sonrasında Ensar dahil, çocukların tacize uğradığı, tecavüz edildiği hiçbir vakfın çalışmaları sınırlanmamış aksine yasal prosedürler vakıfların işini kolaylaştıracak şekilde düzenlenmiştir.
Cemaatlerle-tarikatlarla ülkenin bir ağ gibi örülmesi, aydınlığın yerine karanlığın, bilimin yerine hurafelerin yerleştirilmesi, çocukların 12-13 yaşında iş yaşamına zorlanması, ucuz işgücü olarak görülmesi, eğitimin de yasaların da buna göre düzenlenmesi bizzat sermayenin ihtiyaçlarıyla ilintilidir; üretim için eğitim anlayışının sonucudur. Yani mesele, “ihmal” denilip geçiştirilemeyecek boyutlardadır; sistem meselesidir.
Sorumlusu, ülkeyi bir pazara çeviren AKP’dir
Adım adım örgütlenmekte olan Ensar rejimi ile insanlarda sınıf bilincinin oluşmasının önüne geçilmek istenmekte, şükürcü-itaatkâr bir eğilim içinde beklentilerini “öte dünyaya” ertelemesi amaçlanmaktadır. Tam da bu nedenle; iş ortamında, yurtta, taciz-tecavüz ve erken evlilik sebebiyle yaşanan ölümler politiktir, her biri birer cinayettir. Aladağ da kaza değil katliamdır; sorumlusu, ülkeyi bir pazara ve insan dahil her değeri bir metaya çeviren, sermayenin yürütme gücü AKP’dir.
Devrimci Hareket
4 Aralık 2016