“Savaşarak düşenler savaşarak anılmalıdır. Özgürlük ve Dayanışma’nın ölçütünü, ayakları altına serilen halının üzerinde oynamak olarak değerlendirenler, böyle bir gerçeğe yabancıdırlar.”
1990 sonrasında Devrimci Yol‘un iradi biçimde tasfiyesi için başlatılan ve çeşitli araçlar eşliğinde sürdürülen süreçte direkt veya dolaylı olarak yer alan ve dolayısıyla da yaşanan tahribattan sorumlu duruma gelen kişiler; gerek yaşamın açığa çıkardıkları gerekse de tasfiyeye başından beri direnenlerin (Devrimci Hareket Dergisi ve önceli yapılar) işaret ettikleri gerçeklerin bugün artık üstü örtülemez hale gelmiş olması sebebiyle, son zamanlarda Devrimci Yol‘a dair sembol ve değerlerin sömürüsü anlamına gelecek atraksiyonlara başvurmaya başladı.
Daha önce çeşitli vesilelerle bahsettiğimiz gibi bu türden tasfiye hareketlerinin en büyük güvencesi hafızasızlıktır. Bu nedenle zamana oynamak ve unutulduğuna inandıkları söz ve fiillerinin tersi konuma geçip, dün yok etmek için özel gayret sarf ettikleri değerleri tekrar savunur görünmek ortak özellikleridir. “Savunur görünmek” diyoruz çünkü biz, ne denli hafızasızlık yaşanırsa yaşansın kitlelerin yaklaşık 15 yıldır Devrimci Yol‘a örgütlü ve iradi biçimde kıyanları bağışlamayacağına inanıyoruz. Kaldı ki ne ÖDP ne de Halkevleri için böyle bir şans kalmamıştır. Adeta Devrimci Yol‘a giden her taşı söktükten sonra bugün tekrar bu çerçevede çağrı yapanların ayağına ilk dolanan, kendi oluşturdukları ve yeni diye lanse ettikleri duruşun bağları olacaktır.
ÖDP kurucularından bir kesimin 10 yıl aradan sonra “Yeniden Devrim” dergisi çıkarması, kapakta, 10 yıllık geleneklerinin tersine Mahir ve yıldızlı yumruk kullanması nasıl bir istismardan ibaretse ve geleceği olmayan bir çırpınışsa; Halkevlerinin Devrimci Yol‘la benzer hiçbir yanı kalmayan duruşunun yanında internette bolca Mahir’li ve yıldızyumruklu siteler oluşturması, “Halkın Devrimci Yolu” diye bildirge(!) çıkarması nafile bir çabadır. Zaten kitabı okuyanlar Devrimci Yol‘un fikri sistematiğinden nasıl uzaklaşıldığını somut biçimde göreceklerdir.
Düne kadar Devrimci Hareket‘e “Devrimci Yol‘u salt sembollerle yaşatıyorsunuz” diyenler, bugün Devrimci Yol tasfiyesini sembollerle kamufle etme niyetindeler. Yıllarca devrim şehitlerinden söz etmeyenler, bize “şehit edebiyatı yapıyorsunuz” diyenler, şehitlerin uğruna yaşamlarını verdikleri değerleri tasfiye ettikten sonra bugün onları anma etkinlikleri yapar oldular.
Çeşitli kanallardan bize de ulaşan ve internetten bir süredir yansıyan haberlere göre, 23 Aralık’ta Artvin’de ÖDP ile Halkevleri Artvin’in devrim şehitlerini anmayı içeren ortak bir etkinlik düzenliyor. Aynı etkinlikte, devrimci hareketten ne anlaşılması gerektiğini Oğuzhan Müftüoğlu ve Mahmut Memduh Uyan anlatacakmış. ÖDP‘den çok farklı olduğunu söyleyen ve ÖDP‘yi liberal sol ilan eden Halkevleri‘nin bugüne dek bu iki kişinin politikalarında belirleyici olduğu ÖDP için ne dediği, acaba umut edilen hafızasızlığa rağmen kitlelerin gözünden kaçacak mı?
Devrimci Yol‘a gönül verenlerin artık bu ortaoyununa dur deyip oyuncularına hak ettikleri dersi vermelerinin zamanı geldiğine inanıyoruz.
Yalan, manipülasyon, duygu ve değer sömürüsü devrimcilere değil sınıf karşıtlarına yakışır. Ancak istismarcılar devrimci değerleri ihtiyaca göre eğip büker. Devrimci Yol şehitlerini anlamak da anmak da bugün Devrimci Yol‘da yürüyor olmayı gerektirir. Aksi durumlarda ortada bir sömürü var demektir. Bu sömürüye hizmet etmemek ve Devrimci Yol‘la hiçbir bağı kalmayan istismarcıları meşrulaştırmamak için, halkımızı bu etkinliği protesto etmeye çağırıyoruz.
17 ARALIK 2007
DEVRİMCİ HAREKET