İşbirlikçilerin kahraman olma şansı yoktur!
Emperyalizmin Ortadoğu’daki ölüm makinesi İsrail, kan dökmeye devam ediyor. Emperyalizm tarafından Ortadoğu’yu kontrol altında tutabilmek için kurulan İsrail, katliamları varlık sebebi yapmıştır. Ve en başından beri kandan beslenmektedir.
İsrail, Türkiye’den kalkan insani yardım gemilerine saldırı düzenlemiş ve on kişinin ölümüne, onlarca insanın yaralanmasına sebep olmuştur. Uluslar arası sularda düzenlenen saldırı, sabaha karşı sivil insanlara yönelmiş ve Siyonist İsrail’in çirkin yüzünü bir kez daha açığa çıkarmıştır.
Bilindiği gibi Aralık 2008’de İsrail’in saldırısının ardından, Gazze ablukaya alınarak işlenen insanlık suçlarına bir yenisi daha eklenmişti. Gazze halkı, ekonomik ambargoya tabi tutularak teslim alınmak istenmektedir. Bu ambargo, sanıldığının aksine yalnızca İsrail tarafından yürütülmüyor. Ambargoda esas etkili olan ülke Mısır’dır. Eğer Mısır, Gazze ile olan Refah sınır kapısını açık tutmuş olsaydı, İsrail’in ambargosunun hiçbir hükmü kalmayacaktı.
Bölgedeki gerici, işbirlikçi devletler en az İsrail kadar bu yaşanan dramdan sorumludur. Gazze halkını açlıkla ve hastalıkla terbiye etmeye çalışan emperyalizmin, işbirlikçileri olmaksızın bölgede etkinlik kurması imkansızdır.
Bu işbirliği içinde Türkiye’nin rolünü de artık herkes görüyor. Davos’taki one minute efelenmesinin arkasında yatan gerçekleri anlamak için; yapılan askeri, siyasi ve ekonomik anlaşmalara bakmak yetecektir.
Egemenler gericiliği kemikleştirmek için İsrail karşıtı gibi gözükürken, diğer taraftan Konya Ovası’nı İsrail uçaklarına eğitim uçuşu için açmaktadır. Ortadoğu halklarına kan kusturan İsrail pilotları Konya’da eğitildiğine göre, katliamlardan, bu imkanı onlara tanıyanlar da sorumludur.
AKP’nin, Yahudi düşmanlığıyla harmanlanan tepkilerinin inandırıcı hiçbir yanı yoktur. Çünkü AKP döneminde palazlanan sermaye gruplarının İsrail’de oldukça ciddi yatırımları söz konusudur. Zorlu Grubu, İsrail ile 800 milyon dolarlık üç enerji santral anlaşması imzalamış ve anlaşmanın sürmesini istemektedir. Bunun yanında Yılmazlar İnşaat’ın 500 milyon dolarlık yatırımı devam ediyor. Bu inşaat firması, işgal edilen topraklara konut yapmada ilk sırayı almıştır.
Türkiye egemenlerinin dile getirdiği tepkilerin tamamı iç politika malzemesi olarak okunmalıdır. Çünkü yapılan ikili anlaşmalar halen sürdürülmektedir. İşgal edilen topraklarda, Siyonistlerin döktüğü kana işçilerin teri karışmamalıdır.
Dostlar, yoldaşlar…
Ortadoğu’da yaşanan acıların kaynağında inanç farklılığı değil, emperyalizmin ve Siyonist İsrail’in yayılmacı politikaları vardır. Dökülen her damla kanın arkasında, başta ABD olmak üzere emperyalist sistem aranmalıdır.
Ortadoğu halklarıyla emperyalizm arasındaki baş çelişme, halkların anti-emperyalist, anti-Siyonist birleşik mücadelesiyle çözülecektir. Ve Filistin’de mutlaka özgürlüğün bayrağı dalgalanacaktır.
KAHROLSUN EMPERYALİZM VE SİYONİZM!
EMPERYALİZM YENİLECEK
DİRENEN HALKLAR KAZANACAK!
2 HAZİRAN 2010
DEVRİMCİ HAREKET