Günlerdir tüm dünyanın gözleri önünde bir halka kıyılıyor; işkence ediliyor, kurşunlanıyor, maddi ve moral değerleri talan ediliyor. Gücünü, dünyanın en büyük teröristi ABD’den alan İsrail; İnsanlığın yasak saydığı her türlü vahşeti kendinde hak görerek, Filistin’in vücudunu, Amerikan malı postallarla eziyor. Bu vahşet karşısında sessiz kalmak, insanlık sınavında sınıfta kalmaktır. Eğer, Filistin’in ensesine dayanan namluların soğukluğunu kendi ensemizde hissetmiyor, o topraklardan yükselen Arapça çığlıklar, uykumuzu bölmüyor ve gece rahat uyuyabiliyorsak; İsrail’in işlediği suça ortak oluyoruz demektir. Bilinir ki, zulmün-zorbalığın kol gezdiği bir ortamda tarafsızlık; zulmün devamına taraf olmaktır. Bu nedenle, insanım diyen herkes, koşulları ne olursa olsun, Filistin halkına destek olmalı, harekete geçmeli ve elinden gelenin azamisini yapmalıdır.
Filistin terörü yok; meşru savunma var
Düşünün ki bir gece ansızın evinizin kapısı büyük bir gürültüyle kırılıyor ve içeriye silahlı onlarca insan giriyor. Siz, canınızı kurtarmak için mutfağa kaçıyor ve elinize geçirdiğiniz çanak-çömlek gibi nesneleri saldırganların üzerine fırlatıyorsunuz. Bunun üzerine birileri saldırganlara değil de size terörist diyor.
Veya
Düşünün ki tecavüze uğruyorsunuz ve o esnada tecavüzcünün yüzünü tırmaladınız diye sizi şiddete başvurmakla suçluyorlar.
Veya
Düşünün ki birileri gözlerinizi bantlamış ve size işkence yapıyor. Boşta duran ellerinizle kendinizi koruma çabanızın adına, akıl ve vicdan sahibi hangi insan terör deyebilir ki?
İşte bugün İsrail’in barbarlıkta Nazileri aratmayan tutumu karşısında susup, Filistin halkının gösterdiği meşru direnişe terör diyenler; yalan-dolan, sömürü ve zulüm üzerine kurulu olan sistemin devamından yana çıkarı olan güç ve odaklardır. İsrail gerçekte ABD’nin maşasıdır. Dünyanın dört bir yanında halklara eziyetin, zulüm ve işkencenin gerçek sorumlusu ABD; besleyip büyüttüğü İsrail’i, Ortadoğu halklarının başına bela etmiştir.
Halk düşmanı iktidarların kalıcı olamayacağı; halkların, işkenceyle ve silah zoruyla teslim alınamayacağı; defalarca kanıtlanmıştır. Şaron’un akıbeti, tarihin çöplüğüne atılmış olan Hitler, Mussolini, Batista, Salazar, Markos ve Pinochet gibi diktatörlerin akıbetinden farklı olmayacak ve insanlık bir kez daha haklının zaferine tanık olacaktır.
-
KAHROLSUN İSRAİL SİYONİZMİ
-
EMPERYALİZM VE FAŞİZM YENİLECEK, HALKLAR KAZANACAK
Sayı 6 (Ağustos- Eylül 2002)