METİN LOKUMCU’NUN ARDINDAN
Egemenler, tarihin her döneminde halkları teslim almak, biat etmeyi ve baş eğmeyi olağanlaştırmak için birçok yöntem ve araç geliştirmişlerdir. Baskı, zor, katliam, işkence, darbe vb. fiili saldırı yöntemlerinin yanında, yalan, manüplasyon, bilinçleri çelmeleme gibi yöntemler de egemenler açısından teslim almanın etkili araçları olmuştur.
Havuç-sopa birlikteliği olarak da adlandırabileceğimiz bu politika, bugün emperyalistler açısından bir yöntemden ve konjonktürel bir uygulamadan öte, bir sektöre, dünya çapında hayata geçirilen bir tahakküm biçimine dönüşmüş durumda.
Dünya çapında emperyalistlerin yaşamakta olduğu ekonomik ve siyasi kriz, henüz bitmiş ya da aşılmış değildir. Ortadoğu ve Afrika’da yaşanmakta olan emperyalist haydutluk, emperyalistlerin krizi aşma amaçlarının dışavurumudur. Bugün halklar emperyalist saldırganlığa ‘demokrasi, insan hakları vb.’ jargonlar eşliğinde muhatap ediliyor. Böyle bir tarihsel kesitte, Türkiye emekçi halkları da mevcut saldırganlıktan payına düşeni fazlasıyla alıyor. Emperyalizmin ülkemizdeki karşılığı olan faşizm, bundan sonra da saldırılarına ara vermeden devam edecek, hatta, işbirlikçiliğin gereklilikleri dolayısıyla bu baskı ve şiddet daha da artacaktır. Sol, sosyalist, devrimci kesimler ise her zaman olduğu gibi söz konusu şiddete ilk muhatap olanlar olacaktır.
Emperyalizmin işbirlikçisi ve faşizmin bugünkü uygulayıcısı olan AKP’ye Hopa halkının gösterdiği tepki meşrudur. Emperyalizmin ve işbirlikçi egemenlerin ormanlarımızdan akarsularımıza, eğitimden sağlık hakkına, köylümüzün üretiminden, işçimizin alınterine kadar herşeye el atması halkların meşru tepkisinin sebebidir. Artvin halkının 80 öncesinden bugüne taşıdığı devrimci kimlik dost/düşman herkes tarafından bilinmektedir. Bu bilindiği halde AKP’nin orada bir çeşit gövde gösterisi yapmak istemesi ve faşizmin tüm araçlarını kullanarak bir devrimciyi katletmesi ve onlarcasını yaralaması halkların bundan sonraki süreçte benzer yöntemlerle daha fazla sindirilmeye çalışılacağının göstergesidir.
Metin Lokumcu, 80 öncesinden bugüne, emperyalizme, faşizme karşı mücadele etmiş bir devrimcidir. Çayın tekellere peşkeş çekilmesinden HES’lere, derelerin egemenlerce zaptedilmesinden gerici eğitim sistemine dair yapılan hemen her eylemde o, vardı. Devrimciler, devrimin öznesi; vaadedilen insanca yaşam projesinin güvencesi; halkların onurudur. Metin Lokumcu, sistemiçileşmenin moda haline geldiği bir tarihsel kesitte devrimcilikle ısrar edenlerdendi.
Bugün, Metin Lokumcu’nun katledilmesine tepki vermek her devrimcinin görevidir. Fakat, asıl görev, Metin Lokumcu’nun uğruna ölümsüzleştiği değerleri daha da büyüterek yaşatmaktır. Türkiye emekçi halkları emperyalizme ve faşizme boyun eğmeyecek egemenlerin karanlık düzenini elbet yıkacaktır.
Sanılmasın ki “HESAP SORACAĞIZ!” haykırışımız,
Bir anlık öfkemizin dışavurumudur.
Sanılmasın ki, gidenlerimizin çokluğu,
Bir kanıksamaya döner yüreğimizde.
Bizde gidenler, kilim misali örer,
acıyı da, sevinci de.
Bundandır, asla çözülmez YOL’culuğumuzun ilmekleri.
METİN, bir ilmek daha attı YOL’culuğa.
Son anlarında yine en öndeydi.
Slogan atarken hep onsekizindeydi.
Dinleyin şimdi HOPA’nın özgür derelerinde
METİN’in çağıldayan sesini.
Siz de dinleyin ey zulmün ve insandışılığın mimarları!
Ey, faşizmin kuklaları
Ey, doğanın bile taşımaktan utandığı insan artıkları
Bugün değilse de bir gün mutlaka
Yıldızyumruklu hafızanın hesap sorma ısrarıyla tanışacaksınız!
METİN LOKUMCU ÖLÜMSÜZDÜR!
HESAP SORACAĞIZ!
1 HAZİRAN 2011
DEVRİMCİ HAREKET