“AFGANİSTAN, IRAK, LİBYA, SURİYE EMPERYALİST SAVAŞA VE İŞGALLERE HAYIR”
Devrimci Hareket’in de içinde yer aldığı Nato ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik emperyalizmin Suriye’deki işgal politikalarına karşı Galatasaray Lisesi önünden Tramvay Durağı’na yürüyüş gerçekleştirdi.
Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu(BDSP), Devrimci Hareket, Kaldıraç, Proleter Devrimci Duruş, TKP 1920, TÖP-G’nin bileşeni olduğu NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik 4 Ağustos 2012 Cumartesi günü saat 19:00’da Galatasaray Lisesi önünde toplanarak sloganlarla, ajitasyon konuşmalarıyla “Afganistan, Irak, Libya, Suriye Emperyalist Savaşa ve İşgallere Hayır” pankartı arkasında Taksim Meydanı’na yürüdü. “Yaşasın halkların kardeşliği/Biji bratiya gelan”, “Kahrolsun emperyalizm, yaşasın mücadelemiz”, “Katil ABD Otadoğu’dan defol”,“Yaşasın Devrimci Dayanışma” sloganlarının atıldığı yürüyüşte aşağıdaki basın metni okundu:
Basına, Kamuoyuna..
Emperyalist güçler bölgemizde yeni savaşlar kundaklamaya ve işgal hazırlıklarına devam ediyorlar. Savaş, Suriye’ye karşı bir müdahalenin zeminini oluşturacak şekilde yönlendirilmektedir. Bizzat örgütledikleri iç savaşı durdurmak adına, başta ABD emperyalizmi olmak üzere emperyalistlerin Suriye’yi işgali sıkça dillendirilmektedir.
Afganistan’dan sonra Irak, ardından Libya ve şimdi sıra Suriye’ye gelmiştir.
Bu bir emperyalist hegemonya savaşıdır. ABD emperyalizmi, Ortadoğu’daki egemenliğini daha güçlü bir şekilde tesis etmek istemektedir. Ortadoğu’yu kapitalist sömürüye tamamen açmak ve enerji kaynaklarının denetimini tamamen ele geçirmek için savaşlarla, işgallerle bölgemiz kan gölüne çevrilmiştir. Diğer emperyalist güçler de yağmadan pay kapmak için bu emperyalist saldırganlığın içindedir.
Suriye’den sonraki hedef, bölgede özellikle ABD emperyalizminin planları önündeki engel olarak görülen İran’dır. İran saldırısı öncesi Suriye’nin düşürülmesi gerekmektedir.
ABD emperyalizmi, Ortadoğu’da, İran’a karşı Suudi Arabistan, Katar, Türkiye vb. gibi işbirlikçi-uşak devletler eliyle bir suni cephe oluşturmuştur. Suriye’ye karşı yürütülen savaşta, bu işbirlikçi-uşak bölge devletleri taşeronluk yapmaktadır.
Suriye rejimi, yıllardır aynı rejimdir. Bugün değişen rejimin niteliği değildir. Suriye dün demokratikti, bugün “diktatörlüğe” dönüşmüş değildir. Sorun bu değildir. Sorun, ABD’nin Ortadoğu planlarıdır, dünya egemenliği kavgasıdır.
Suriye’ye demokrasi götürme iddiasında olanlar; Irak’ta kadın-çocuk-yaşlı-genç 1 milyondan fazla insanı öldürmüş, 3 milyonda fazla insanın topraklarını terk etmesine neden olmuş, binlerce Iraklı kadına tecavüz etmiş, Irak’ın yer altı-yerüstü tüm zenginliklerini yağmalamıştır.
Suriye’ye demokrasi götürme iddiasında olanlar; kendi planlarının taşeronluğuna soyunmuş Suudi Arabistan, Katar, Türkiye gibi işbirlikçi-uşak bölge devletlerinin kendi halklarına karşı estirdikleri teröre, zulme sesini çıkarmamakta, tersine desteklemektedirler.
T:C devleti, ABD’nin bölgedeki planlarına uygun olarak Suriye’de, Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte aktif rol oynamaktadır. Dün Suriye ile ABD’nin emri gereği yakın olan T.C devleti, bugün yine ABD’nin emri gereği savaş çığırtkanlığı yapmakta, Suriye’de Müslüman Kardeşlere dayanan bir Suriye rejimi için çalışmaktadır. TC’nin savaş çığırtkanlığı, işbirlikçi-kontra örgüt “Özgür Suriye Ordusu’nun” Hatay’a ve İncirlik’e konuşlandırılmasına ve Suriye halkına dönük katliamlara hazırlanmasına kadar varmıştır. Nitekim topraklarımızda, Suriye halkının kanını dökmek için eğitilen bu kontra birlikler aylardır kanlı saldırılar düzenlemektedir.
Bu arada TC, içerde Kürt halkına karşı yürüttüğü imha ve inkar politikalarını, Suriye’de yaşayan Kürt halkına da dayatma çabasındadır.
Suriye savaşı, sadece Suriye ile sınırlı kalmayacaktır. Suriye savaşı, Suriye’nin işgali bölgeye yayılacak bir savaşı tetikleyecektir. İran’ın Suriye’yi işgal planlarına karşı yaptığı açıklamalar bunu net bir şekilde göstermektedir.
Bölgemizde halkların emperyalistler ve onların işbirlikçi-uşakları adına savaşacağı bir savaş kundaklanmaktadır. Böylesi bir savaşta hangi emperyalist güç kazançlı çıkarsa çıksın; onların taşeronluğunu yapan hangi işbirlikçi-uşak devlet kırıntı kaparsa kapsın, savaşın kaybedeni bölgemiz işçi-emekçileri, ezilen halkları olacaktır.
İşçi-emekçilerin, ezilen bölge halklarının emperyalistler ve onların işbirlikçileri için dökeceği tek damla kanı yoktur.
Bölgemiz halkları, emperyalistler ve onların işbirlikçi-uşak devletlerinin tüm saldırılarına karşı kendi kaderini tayin hakkına sahiptir. İşçi-emekçilerin, ezilen halkların kurtuluşu, emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin bölgeden kovulması ile mümkün olacaktır.
Bugün, emperyalist savaş ve işgalleri durdurmak, bunun için mücadeleyi örgütlemek yakıcı bir görevdir.
Emperyalist savaş ve işgallere karşı olan tüm güçleri, bölge halklarının ortak anti-emperyalist mücadelesini örmeye çağırıyoruz.
Emperyalist Savaşa ve İşgallere Hayır!
Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak!
Yaşasın Halkların Kardeşliği/Biji Bratiya Gelan!
NATO VE FÜZE KALKANI KARŞITI BİRLİK
(BDSP, DHF, EÖC, Devrimci Hareket, Kaldıraç, Proleter Devrimci Duruş, TKP 1920, TÖP-G)
04 Ağustos 2012